Onun derslerinden > Görsellik <
Multimedyanın her dalında görsellik söz
konusu olduğu, kısaca multimedya bedeni grafik, fotoğraf, animasyon,
video ve bunlar gibi görselliğin karmaşık yapısından oluştuğu için,
bu manadaki bir görselliğin nitelik ve niceliğini, kabaca herkesin bilmesinde
yarar vardır.
Her türlü görsellik, akademik kurallarla, asgari Üç
kere zapt-ı rapt altına alınmıştır. Ana grafik değerler, renk ve denge
değerleri, içeriğin şekle yansıması.. Her türlü görsellik, tıbbi kurallarla
da asgarî Üç kere zapt-ı rapt altına alınmıştır. Etki değerleri tepki
değerleri, şuur altı değerleri.. Kısaca keyfe ve zevke bağlı görsellik
olmaz. İnsan dimağını zedeleyen görsellikse, hiç olmaz. Olamaz.. Olmamalıdır..
Kısaca renkler şekiller akademiktir. Kesinlikle tartışılır.
Ruh bilimi bir ilimdir. Kesinlikle tartışılır. Zevksizlik ve renksizlik
keyfidir. Tartışılamayacak ancak onlardır. Ayrıca akademi bitiren herkes,
sanatkâr değildir. Sadece bir sanatkâr namzetidir. Dünkü mezunun, bugün
her yaptığının, doğruluğuna güvenmek; bir yaşındaki tayın Cumhurbaşkanlığı
koşusunda kupa alacağına inanmak gibidir. Sanatkârın pişmesi için, çok
yıllar gereklidir. Bir grafikerin ya da fotografikerin multimedyatör
olabilmesi, ruh bilimini de, kendi tüm sanat kültürünü de, milletinin
insanlarını da çok iyi anlamasını, tanımasını gerektirir. Bu da olmazsa
olmaz.
Ve bu türden işler, bilgisiz hüsnüniyetsiz olunca, fazla
yarım ve fazla yanlış olur.. Görsellik seçenekleri sonsuz olduğu için
ve bu görseller insan beynine çoğu zaman bir tokat gibi vurduğu, vurmakla
da kalmayıp, şuur altında derin ve hayatî izler bıraktığı veya bırakabileceği
için, her türlü görsellik acemi ellerde veya kasıtlı ellerde, çok tehlikeli
bir silâh haline gelir. Aynen ülkemizde olduğu gibi, insan beynini yok
eder.. Süratle cemiyeti yaralar.. Cemiyeti perişan eder.. Cemiyeti rezil
eder..
Çoğu zaman görsellik poshipnotik telkin gibidir. Bilinçli
veya bilinçsiz olarak, herhangi bir görüntüyle, şuur altına, malum bir
süre sonra, mutlak yapılması gerekli olan, bir emir verilebilir. Bu
emir her felaket için yeterlidir. Ve bu durum bir insana tecavüz etmekten
çok daha rezil bir durumdur. İnsanı intihara ya da katle kadar götürebilir.
Bu bilgisizlik topluma yönelik olduğunda: Toplumu süratle şizofreni,
hatta çocukları katil bile yapar.
Bu sebepten dolayı, binlerce kişinin yazdığı, bizleri
bile ürküten bu multimedya programları ile yapılan işlere, bilgisizce
bulaşmamak gerekir. Bulaşmaya gönül edildiğindeyse; fotografik bilgisi
kanıtlanmış, ruhsal etki ve tepkileri iyi bilen, muhatap kitlenin ruh
haline vakıf, sanatın her dalından fevkalade anlayan, ehil ellere işin
bırakılması ve yapılan her türlü iş üzerinde ciddi denetimlerin olması
gerekmektedir.
Bu anlatımlardan dolayı, hiç kimseye karşı hoş görünmek
gibi bir endişemiz yoktur. Endişemiz, dün göze hoş görünenlerin, bugün
cemiyette açmış ve açmakta olduğu yaralara işaret etmekten ibarettir.
Bugünkü görsel belâların da şakası olmayan yarınlarını, belirtmek içindir.
Anlattıklarımızın aksi halini düşünmek bile hatadır.
Böyle bir hatanın olacağının kesin delili ve ispatı da; televizyon kanallarında,
kontrolsüz yayınlanan görüntülerin, bugün bu millet üzerinde, fuhuşa,
uyuşturucuya, intiharlara, saldırganlıklara, vahşete kadar varan, feci
ve silinmez etkiler bırakmış olmasıdır. Bu gidişata dur denilmez ise;
gerçekle toslaşacağımız an çok yakındır. O zaman göstermelik RTÜK de
bir işe yaramaz.
Haydar Volkan