Ailesi       
Yaşamı       
İşi          
Eserleri          
İletişim          

cialis online viagra bestellen kamagra jelly kamagra oral jelly kamagra australia cialis australia levitra australia cialis prijs cialis kopen viagra voor vrouwen kamagra kopen viagra prijs


Languages Biz Kimiz Telif Bilgileri E-mail Gönder Ana Sayfa

 

 

 

 

Yaşamı / portresi
Asistanları ve Dostları gözüyle
A.Haydar Volkan’ın portresi



Tevazuu dolayısı ile bu WEB içindeki birçok yazıya ve aşağıdaki öz geçmişine en başta Haydar Volkan kıyamet koparttı. Zira O, kedisine kimliği sorulduğunda; büyük bir tevazu ile hep “- Ben bir hiçim.” demekle yetinmiş biri. Herkes de bu sözü pek fazla ciddiye almış olacak ki, Haydar Volkan’ı herkes bir hiç zannetmiş. Bunun için de bugüne kadar hakkında bilinmesi gereken hiçbir şey bilinememiş. Şirketinin WEB sayfası yok. İnternet’te hakkında yeterli bir bilgi yok. Ölecek gidecek. Ondan ve değerlerinden kimsenin haberi yok. Bir zamanlar kendisi ile çalışan -Kim Kimdir- kitabının başındaki kişi bile, ilk gününden bu zamana değin, Haydar Volkan’ı bu kitaba sokamamış. Adamın duvarında bir tek fotografı, ömründe açılmış sergisi, fotograf dergilerinde röportajı, basılmış tek bir eseri yok. Ama daha gönlünde yapacağı çok şey var. Bu sebeple kendisini seven bizler, en başta kendisinin tüm karşı çıkmalarına rağmen, bu siteyi Onun adına gerçekleştirmeyi, kendimize görev bildik. Zira Onun kendisini ve eserlerini Türk Milletinden Ve Dünya Milletlerinden, bunca sene saklamak hakkı da yok. Bu işin hiç de kolay olamayacağını bildiğimiz için, araya hiç kıramayacağı birini koyduk. Hakk ve Halk adına bu WEB sitesi için, Kendisinden bize karışma yetkisini de aldık. Bu siteyi ziyaret edenler bu gerçeği öncelikle iyi bile.. Ve Altmış sene kendine karşı tevazuu ile haksızlık etmiş olan Haydar Volkan’ı görgüsüzlük, bilgisizlik ve terbiyesizlikle kimse suçlamaya.. Ortada Bir suç varsa Onu çok seven bizler işledik. Televole kültürüne karşı, bundan daha büyük suçları işlemekte de, hiçbir mahsur görmüyoruz. Ayrıca biri Onu suçlayacak olursa; hepimiz başımıza gelebilecekleri hayâl bile edemiyoruz. Çünkü Üstat bize olacakların hepsini, önceden izah ve ihtar etti zaten. Buna rağmen bu WEB sitesinin gereği kadar üzerine gideceğiz. Ve çirkinliklerden bıkmış milletimize, karınca kararınca bir güzellik sunacağız. Siteyi ziyaretinizden dolayı teşekkür eder, lütfen tenkitlerinizle ve varsa Üstat hakkında bildiklerinizle bu siteye katkılar sağlamanızı bekleriz.

Bu WEB sitesine emeği geçen Herkes



Ali Haydar Volkan 2. Dünya savaşı sırasında: 21.Mayıs.1944 Yılında doğmuştur. Babası bestekar ve rebabî Sabahaddin Volkan, annesi ise piyanist Mukadder Volkan’dır. Her iki ailenin de erkek taraflarının kökü İstanbul'un fethine kadar dayanmaktadır. Annesinin anneannesi çok genç yaşta İstanbul’a gelmiş, bilâhare Müslüman olmuş bir Alman’dır. Anne ailesinin yapısı aristokrattır. Ailede alimler ve filozoflar vardır. Üç yaşında silâh, beş yaşında fotograf makinesi kullanmaya başlayan Haydar Volkan, Dört yaşında henüz kalemşör olamamasına rağmen şiir yazmaya başlamış, kalem kullanmadan önce de o yaşlarda daktilo makinesi kullanmayı başarmıştır. Annesi KırkBir kendisi OnAltı yaşındayken annesini kaybetmiş, zaten hiç çocuk olmamış olan Haydar Volkan, bundan sonra daha da büyük bir süratle, çok ciddi bir olgunluk dönemine girmiştir.

Haydar Volkan, anne tarafından Osmanlı İmparatorluğunun en son Kaptan-ı Deryası Hacı Vesim Paşa' nın son torunu ve anne ailesinin evlad-ı ekberidir. Baba tarafı ise, Abdülkadir Geylanî hazretleri ile doğrudan rabıtalı olmakla, Haydar Volkan Hz.Abdülkadir Geylâni’nin, Yirmiİkinci göbek torunudur. Babaannesinin babası ise, harpte esir düşmüş, ancak ülkesine geri dönmeyerek Müslimanlığı kabul edip, Türkiye'de kalmış bir İngiliz subayıdır.. Baba ailesinin yapısı, genellikle sanat, ticaret, ticari ilimlere yönelik ve burjuvadır.

Haydar Volkan’ın ‘74 senesindeki Evrensel başarısından sonra, Dünya milletleri önünde sahneye çıkarak, “- Bugün şadım ki; Sizlerin önünde oğlum beni geçti..” deyip, Haydar Volkan’ı alnından ağlayarak öpen babası ile Haydar Volkan’ın, bu hadiseden sonra, Sabahaddin Volkan Seksen yaşında vefat edene kadar, arkadaş kadar yakın bir dostluğu olmuştur. Bu durum, baba oğlun aralarındaki ciddi yaş farkına, o günün kültür ve saygı değerlerine göre, Haydar Volkan için, çok ciddi bir kültür ve bilgelik vasatına işaret eder.

Bu iki köklü İstanbul ailesinin evlâd-ı ekberi olan Haydar Volkan, müthiş yoğunlukta bir kültür ve sanat çevresinde, önemli bir gelir ve servet içinde büyümüştür. Dünya için antik ve bilimsel değeri olan, Padişah tarafından yaptırılmış, saray yavrusuna benzeyen, Üsküdar Şemsipaşa’daki yalıları yandığında, içinde çoğu el yazması 66.000 kitap ve o güne kadar Türkiye’de neşrolunan, bütün gazetelerin nüshaları da maalesef yalı ile birlikte yanmıştır. Halen de binlerce kitap ve dokümandan oluşan kütüphanesi, Haydar Volkan için en büyük servetidir.

Bütün bunlara rağmen, hiçbir zaman tevazuu elden bırakmayan ve şımarmayan Haydar Volkan, Kadıköy Maarif Kolejindeki tahsil hayatından sonra, Türk maarif sistemini reddetmiş ve kendi eğitimi ile bizzat kendisi meşgul olmuştur. Esas servetin, beyin ve gönülde olduğuna çok genç yaşta inanmış olan Haydar Volkan, hayatı boyunca, cemiyeti ve kendisi için lâzım olacakları öğrenmiş ve halâ da kendisi ve cemiyeti için lüzumlu gördüklerini öğrenmekte olan bir insandır. Çok insanın hiç bilmediği bir tarafı, Haydar Volkan'ın son derecede çağdaş yaşamına rağmen, mükemmel bir din bilgisinin ve doğduğundan beri de, Mevlevi tarikatı mensubu olması ve bu konuda, Evrensel çapta bir eserinin dahî bulunmasıdır. Yine çok az kişinin bildiği, Haydar Volkan’ın diğer bir özelliği de, Türk musikisini çok iyi bilmesi ve uzun bir müddette bu musikiyi icra etmiş olmasıdır. Ses tellerine yanlış bir müdahale ile talihsiz bir ameliyat sonrası, 3.4 oktav olan sesini maalesef kaybetmiştir.

Gayet mazbut bir aile yaşamına rağmen, kaderin bir cilvesi olarak, altı kere evlenen Haydar Volkan'ın, bir kızı, ancak yetişmesine yardımcı olduğu, Türkiye ve Dünya'da yüzlerce genç evlâdı vardır. Yarım asrı aşmış olan ömründe, Şiir yazmak, kitap yazmak, senaryo yazmak, fotograf çekmek, heykel yapmak, giysi çizmek, iç mimari veya peyzaj uygulamalarında gösterdiği sanatsal başarılar yanında, spikerlikten tonmaysterliğe, soğuk demircilikten kumaşa desen basmaya kadar, çok üst seviyede uyguladığı, birçok sanat, zanaat ve iş dalı da vardır. Akla gelen tüm yönleri ve işçiliği ile multivizyon gibi çok zor bir işi, başından sonuna kadar tek başına ve büyük bir rahatlıkla yapabilen, Dünya'da ilk tek ve de muhakkak ki son kişidir. Haydar Volkan’ın Dünya teknolojisinde halâ kullanılan, bazı icatları da vardır. O, eksikliğini hissettiği bir şeyi piyasada bulamaz ise; icat eden ve bunu da kimseye söylemeyen, böyle bir iş doğalmış gibi icadı ile övünmeyen, mütevazıdan da öte tuhaf bir yapıya da sahiptir. O her nedense?

Başarıları, muvaffakiyetleri, zaferleri konusunda konuşulmasından hiç hoşlanmaz. Hatta en nefret ettiği husus, haklı çıkmasıdır. Ancak ve ne yazıktır ki; her zaman ve her surette, haklı çıkacak bir alt yapıya ve kültüre sahiptir. Haydar Volkan çiçekleri dalında, yaratıkları ortamlarında, çocukları suallerinde, gençleri azimlerinde, iş adamlarını tevazularında, sanatkârları da eserlerinde sayar ve/veya sever. Ancak Onun en önemle üzerinde durduğu husus: Bizim bildiğimizin tamamen tersine olan bir husustur. Bu evrensel husus da: “ Gençlerin sayılması, yaşlıların sevilmesi gerektiği iddiasıdır. ” Ve kendisi bu hususa özellikle de riayet ettiği için, gençler tarafından çok sevilir. Bu konuda şöyle bir savı vardır. “- Henüz kendini bile tanımayan dolayısı ile de, kendisini bile sayamayan, saymasını bilemeyen bir genç, nasıl olur da, beni sayabilir? O, benim görmem gerekli olan saygının raddesini nasıl bilebilir? O raddeyi bilebilecek olan kişi, benden daha yaşlı olan bir kişidir. Olsa olsa bir genç, ancak bana hormet edebilir. Ve fakat her genç sevmesini bilir. Ve her genç beni de başka yaşlıları da sevebilir. İş ki; ben yarınlarımızı teslim edecek olduğumuz o gençlere lâyık oldukları saygıyı gösterebileyim. Sonrası zaten kendiliğinden gelişecektir..”

Keza O, hiç renk vermeden bir kral ile kral, çöpçü ile çöpçü olabilecek kadar rahat, olgun ve komplekslerden arınmıştır. Ne gözünde birini büyütür. Ne de gözünde birini küçültür.. Ciddi olarak tahammül edemediği husus: Küstahlık, terbiyesizlik, haksızlık ve haddini bilmezliktir. Böyle bir durumda muhatabı kral dahî olsa, gerekeni hiç tereddüt etmeden yapar.

Şam işi, Arabesk, barok, luikenz gibi Yedi salonu da kuyruklu piyanosuna kadar, ayrı sitilde dekore edilmiş, haremlik selâmlık bölümleri ile saray yavrusunu andıran bir yalıda doğmuş olan Haydar Volkan, gerek yaşadığı ortam, gerek muhatap olduğu kişiler, gerek her kültürden dinlediği müzikler, gerekse önünde konuşulan lisanlar sebebi ile Dünya’da çok az kişiye nasip olabilecek akademik, klâsik, bir o kadar da modern, hem Mevlevî' lerin sema’ ettiği, hem insanların dans ettiği, bahriyelilerin, alimlerin, ecnebilerin, sanatkârların, aşıkların, şeyhlerin, Sakallı Celâl Neyzen Tevfik gibi filozofların cirit attığı, normal bir insan için, Cennet denilebilecek, her yeni günü ayrı bir fakülte ayrı bir tahsil olan, ruya gibi bir ortamın yaşayan eseridir. O yalıda çalışan hizmetkârların çocukları bile, bugün Dünya çapında insanlar olmuşlardır. Reklâm ve medya dünyası, tesadüfen Haydar Volkan gibi bir duayeni bağrında saklıyor olmaktan, kıvanç duymalı ve ondan azamî derecede yararlanmaya çalışmalıdır.

Ne yazıktır ki; O da benzerleri gibi, bu kültürsüz ortamın malı olmaktan, çok üzülmüş, çok yorulmuş, çok yıpranmış, çok usanmış, hattâ çok utanmış, mütevazı ve gerçek çok yönlü bir sanatkârdır. Dünya'nın başka bir ülkesinde doğmuş yaşamış ve eserlerini orada vermiş olsaydı; yenmedik meyvesini bırakmazlardı. Oysa, bu devasa sanat ve deha ağacının, ülkemizde yenilmeden dibine dökülmüş ve hiçbir işe yaramadan, kendi gölgesinde çürümeye terk edilmiş, nice meyvelerinin olduğunu görmek, bu milletin, sanatkârlarına verdiği değerin, acıyla anlaşılması açısından, çok önemli bir gösterge ve bir o kadar da elim bir manzaradır.. Bir Türk olarak O Evrensel’e sonsuz saygılarımızla...

Derleyenler
Asistanları & Arkadaşları

comprar lovegra kamagra gel cialis generico viagra pfizer kamagra gel viagra generico cialis precio cialis sin receta viagra o cialis precio viagra viagra precio levitra uk cialis generic kamagra gel kamagra 100mg cheap cialis uk cheap levitra uk